| “Selale Kadak”
Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) bünyesinde değil ama gayriresmi bağlantı içinde.
Adeta bir gölge konsey gibi çalışıyor. Başında ise bir Türk var. Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi’nin Başkanı Kaan Soyak’tan bahsediyoruz. Soyak’a göre, ancak üçüncü ülkeler kanalıyla ticaret yapabilen Türkiye ve Ermenistan arasındaki ticaret hacmi, 70 milyon dolardan 500 milyon dolara rahatlıkla çıkabilir. Şayet, iki ülke yönetimi iyi komşu olabilmek için bir adım atabilirse…
Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin biraz düzelmesinin, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 70 milyon dolarlardan kabaca hangi rakama çıkarabileceği sorusuna Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi Başkanı Kaan Soyak, hiç düşünmeden ‘500 milyon dolar’ cevabını veriyor.
Ne var ki bu ticaret bir türlü gerçekleşemiyor. Çünkü iki ülke işadamları doğrudan birbirleriyle ticaret yapamıyor. Ya Gürcistan üzerinden ya da İran üzerinden ticaret yaptıkları için de mevcut potansiyeli bir türlü kullanamıyorlar.
Aslında Kaan Soyak’ın kişisel girişimleriyle 1998 yılında kurulan Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi’nin çabalarıyla şimdiye kadar birbirlerini görmeden ticaret yapan Ermeni ve Türk işadamları bir araya gelmiş, en azından birbirini tanıma şansına kavuşmuş. Soyak, ticaret yapanların yüzde 70’ini buluşturduklarını ve her ne kadar ticareti üçüncü ülkelerin üzerinden yapsalar da karlılıklarını artırabilecek çeşitli formülleri geliştirdiklerini söylüyor. Soyak’a göre, birbirini tanıyan alıcı ve satıcılar sayesinde ticaretin yüzde 70’i doğrudan ticarete çevrilebildi.
Türk Ermeni İş Geliştirme Konseyi kadar bizim ilgimizi 40 yaşındaki Kaan Soyak da çekiyor. Amerika’daki Ermeni diasporasını Anadolu’ya düzenlenecek turistik turlara ikna etmek için verdiği mücadeleden tanıdığımız Soyak’ın Ermenistan’la ilişkilerin düzelmesi için verdiği mücadelenin nedenini merak ediyoruz. Soyak bir Ermeni değil, ancak 1991 yılından bu yana Ermenistan’la iş yapıyor. 6 yıldır New York’ta yaşayan ve çalışan Kaan Soyak’ın şirketi aynı zamanda Ermenistan ile ilgili danışmanlık hizmeti de veriyor. İşte bu nedenle de Ermenistan’la ilişkilerin düzelmesi halinde iki ülkenin ticaretinin ne kadar değişeceğini çok iyi biliyor.
1998 yılında İstanbul’da düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Toplantısı’na katılan Ermenistan Devlet Başkanı’nın da yeşil ışık yakması üzerine Türk Ermeni İş Geliştirme Konseyi’nin kurulmasına ön ayak oluyor ve eş başkan seçiliyor. O gün bugündür Kaan Soyak, Ermenistan, Amerika ve Türkiye üçgeninde hem telefonla hem de bizzat seyahat ederek diyalog kurma çabası veriyor.
Konsey ne yazık ki, Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) bünyesinde yer alamıyor. Ama DEİK’le olan bağlantısını da kurulduğu günden itibaren sıkı tutuyor. DEİK’le bir anlamda gayri resmi bağlantısı olan Konsey, adeta bir gölge konsey oluyor. Üstelik de bir çok konseyden çok daha sıkı çalışıyor. Haftada iki kez haber bülteni yayınlayan Konsey, bunu Türkiye’deki 500 adrese postalıyor. Bültende genelde, Ermenistan’la ilgili olası yeni projeler, işler hakkında bilgi veriliyor. Kimlerle kontak kuralacağı belirtiliyor. Yani diyalog için büyük çaba sarfediliyor. Aynı şekilde Ermenistan’daki eş konsey de aynı çalışmaları kendi ülkesinde yapıyor.
İki ülke arasındaki bilgi akışı böylece sağlıklı bir şekilde sağlanmış oluyor.
Ticaret potansiyeli yüksek ama…
Kaan Soyak, Türkiye’nin ekonomik sıkıntıları olduğuna göre komşularıyla iyi geçinmesinin şart olduğu görüşünü savunanlardan. Özellikle Ermenistan’daki potansiyelin büyüklüğü dikkatlerden kaçmamalı. Soyak’a göre, Ermenistan’la ticari ilişkilerin normalleşmesi başta enerji ve doğalgaz olmak üzere pek çok konuda Türkiye’ye avantaj sağlayacak.
Türkiye’nin enerji sıkıntısı var. Ermenistan elektrik verebilecek durumda. Zaten, Türkiye Ermenistan elektriğini Ruslar’dan ve Gürciler’den üstelik de pahalıya almıyor mu? Doğalgaz konusuna da dikkat çeken Soyak’ın görüşleri şöyle: “Ermenistan bölgedeki en iyi enerji altyapısına sahip ülke. Rusya’dan Ermenistan’a gelen doğalgaz boru hattı, Türkiye sınırına 7 km kalana kadar devam ediyor. Kapasitesi 9 milyar metreküp. Eğer sınır açık olsa, bu hat kullanıma açılabilir. Türkiye’nin sıkıntılarından biri de doğalgaz saklayacak depolarının olmayışı. Oysa Ermenistan’da, yıllık 220 milyon metreküp kapasitesi olan yer altı depoları mevcut ve Türkiye sınırına uzaklığı sadece 21 km. Herhangi bir kısıtlamada Türkiye bu depolara koyduğu doğalgazı kullanabilir. Kars’tan Ermenistan’a giden demiryolu da şuanda kapalı. Yıllık yük taşıma kapasitesi 10 milyon tondu. Bugün bütün mallar Gürcistan üzerinden taşınıyor. Şayet demiryolu açık olsaydı, Mersin ve İskenderun limanı Orta Asya’nın ana limanı olacaktı.”
Soyak, bunların dışında örneğin tekstil konusunda da işçiliğin çok ucuz ancak kalitenin yüksek olduğu Ermenistan’la işbirliğine gidilebileceğine inanıyor. Türk tekstilinin Amerika’da yaşayan Ermeniler üzerinden bu ülkede alıcı bulması da hiç zor değil. Yeter ki, ilişkiler yeniden başlasın.
Her yıl 40 bin Ermeni turist gelecek
Elazığ’da Hilton ya da Diyarbakır’da Hyatt Regency oteli garip gelebilir. Ancak Kaan Soyak anlatmaya başlayınca bize hiç garip gelmiyor. Neden mi? Bu yıl Türkiye’ye yıllarca özlemiyle yaşadıkları Anadolu’yu görmek için gelecek olan Amerika’daki Ermeniler’in sayısının 1000’i bulacağı belirtiliyor. Bu Ermeniler, radikallerin etkisiyle çok istedikleri halde, dedelerinin yaşadığı topraklara bir türlü gelememişlerdi. Sonunda New York’taki Ermeni kilisesinin inanç turizmine olumlu yaklaşmasıyla Ermeniler’e seyahat etme yolu da göründü. Soyak, yapılacak gezilerin sonunda Ermeniler’in düşüncelerinin önemli olduğunu ve uluslararası şirketlerin (oteller zinciri gibi) bu görüşleri beklediğini belirtiyor. Yani Anadolu, inanç turizmi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü tüm dünyada 6.5 milyon Ermeni yaşıyor ve Soyak’a göre yılda en az 40 bini Anadolu’ya seyahat etmek istiyor. İşte bu nedenle büyük otellerin bu bölgeye ilgi göstermemesi için hiçbir sebep yok.
Bir hafta Ermenistan’da kalan Soyak, tüm dünya Ermeniler’inin dini lideri Garagin II’yi de ziyaret etmiş. Garagin II’yle görüşmesinden kesit verirken, Soyak şunları söyledi: “Ağrı Dağı’na büyük önem veriyorlar. Garagin II, ‘kime ait olduğu önemli değil. Dağı ziyaret edememek bize çok acı veriyor’ dedi. Soykırım konusunun artık çözülmesi şart. Biz bir Tarih Komisyonu kurulmasını önerdik. İki yıl oldu, ancak Ankara’dan hala bir ses çıkmadı. Bu işin sivil toplum örgütleri nezdinde, tarih komisyonu kurarak bir an önce ele alınması gerekiyor.
News Source: Yeni Binyil – 3 Ocak 2001 |