Home » Co-Chairman in the Press » Kim bu Rocker Diplomat?

Kim bu Rocker Diplomat?

 Kim bu Rocker Diplomat?

Son bir yıldan bu yana zaman zaman Türk – Ermeni ilişkileri üzerine değerlendirmeler yapıyor ve sınır kapılarının açılmasının her iki ülkenin ortak çıkarları olduğu yönünde yorumlarda bulunuyoruz.

Yazdığımız bu yazıların birçoğunun içinde Türk – Ermeni İş Geliştirme Konseyi Başkanı Kaan Soyak’ın da adı geçiyor. Okurlardan bu konuda onlarca elektronik posta alıyorum ve “hep adını andığınız bu Kaan Soyak kimdir, neden onu daha fazla tanıtmıyorsunuz?” diyorlar.

Bizde bugün sütunlarımızı Kaan Soyak’a ayırdık ve onunla ilgili bilgileri derleyerek siz okurlara sunmak istedik.

İşte Kaan Soyak ve onun hikâyesi…

ORTADOĞU Teknik Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü’nden mezun olurken Kaan Soyak’ın aklında tek bir hedef vardı: Dışişleri Bakanlığı’nın sınavlarına girecek, diplomasi alanında kariyer yapacaktı. Ancak takvimlerin 80’lerin hemen başını gösterdiği dönemde gönlünden geçirdiği bu tercihin “kefeni erken giymek” anlamına geldiğini anlaması uzun sürmedi. Ermeni terör örgütü Asala Türk diplomatlarını hedef tahtasına yerleştirmiş dünyanın değişik noktalarındaki Türk bayraklı binalara peş peşe saldırı düzenliyordu. Vazgeçip özel sektörde şansını denemeyi seçti.

Tabii bu tercihle kariyeri de baştan aşağıya değişti. Bir süre profesyonel olarak çalıştı ardından kendi işini kurdu. Seçtiği coğrafya ve yaptığı işler gereği Ermeni meselesi yeniden önüne çıkınca bu kez kaçmadı, üzerine gitmeye karar verdi. Bu kararın ardından Ermeni işadamı Arsen Gazaryan ile birlikte Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi’ni kuran Soyak, 10 yıldan beri eş başkanlığını yürüttüğü bu yapıyla 100 yıllık sorunun çözüm yollarına kafa patlatıyor.

Kaan Soyak’ın bu mesaisi biraz vefa borcu ödeme, biraz da kazançlı gelecek planlarının karışımı aslında. Zira geçmişte Ermeni işadamlarıyla hayata geçirdiği ortak projelerden kayda değer kazançlar elde eden işadamı, “küs” komşuların olası barışının ne kadar vaatkar olduğunun da farkında. Bu amaçla 1993 yılından beri kapalı olan Ermenistan sınır kapısının biran önce açılmasına gözünü dikmiş vaziyette. Bu ihtimal tarihi İpek Yolu güzergâhındaki demiryolu ağının yeniden işler hale gelmesi demek. Mersin ya da Samsun’a ulaştırılmış bir malın tek konşimento (taşıma senedi) ile Çin veya Afganistan’a kadar sorunsuz seyahat ettiğini düşünün.

Kaan Soyak, başında bulunduğu Tempo-Alyans Group’un ana faaliyet alanlarından biri olan lojistikte yeni bir açılım sağlayacak bu ihtimal için hazırlıklarını yoğunlaştırmış durumda. Sınırın iki yakasında ortak bir pazarlama ağı kurmaya çalışıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri ve TPAO’nun güvendiği şirket

SÖZ konusu ağı Avrupa, Amerika hatta Avustralya dahil her coğrafyaya iş yapacak biçimde dizayn ediyor. 47 yaşındaki işadamı bu amaçla kamuyla işbirliği yapmanın yollarını da araştırıyor. Hedef, Devlet Demir Yolları’nın gündemindeki modernizasyon süreci atılımlarından olan ‘lojistik köy’ projelerine dahil olmak. İlk olarak Eskişehir’de kurulması planlanan ‘lojistik köy’ler, tren taşımacılığının artırılmasına yönelik bir proje. Organize sanayi bölgeleri ve yük potansiyeli yüksek yerlerde açılacak merkezlerde atölye ve yük ambarları olacak. Trenle taşınan mallar, bu merkezlerde toplanıp kamyonlarla dağıtımı yapılacak. Aynı şekilde gelen mallar, trenle nakil edilecek.

Bu projenin hayata geçmesini beklerken boş durmayan Soyak’ın, şirketleri son dönemlerde yıldızı parlayan lojistik sektöründe rekabetten uzak alanlar açmayı başarmış. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) deniz yoluyla taşınan bütün yüklerinin tek yetkili taşıyıcısı olan Tempo Alyans Denizcilik, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) her tür lojistik ihtiyacını da cevaplıyor.

Özellikle Türkiye’nin Orta Asya ve Ortadoğu’nun zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarının geçiş koridoru olmaya odaklanma stratejisi temel dayanağı. Boru hatları güvenliği konusunda çözümler üretmeye hazırlanıyor. Ortakları ise ismini vermediği Amerikan güvenlik şirketleri.

Ruslarla vals

KAAN Soyak’ın 20 yıla yaklaşan iş serüveni bir dizi ilginç girişimlerden menkul. İş hayatına Arkas Group’ta çalışmaya başladı. Soyak, deniz taşımacılığı işine bir dönemin Deniz Ticaret Odası Başkanı Hilmi Sönmez’in sahibi olduğu Sönmez Denizcilik’te devam etti. Patronluk süreci 1989 yılında Hakan Karakaya ile birlikte kurduğu Alyans Tempo Denizcilik şirketi ile başlıyor. 3 bin dolar sermaye ve kiralık gemilerle yola çıkan ortaklara işveren ilk firma o dönem krom madenlerini işleten Birlik Madencilik oldu. Mersin’den Norveç’e krom göndermeye başlayan ikili ertesi yıl dağılma sürecine giren Sovyetler Birliği coğrafyasındaki fırsatları değerlendirmek için rotasını bu bölgeye çevirdi. Erken davranmak Kaan Soyak ve ortağı için ‘kazandıran bir karar’ olmuş. Özellikle Rusya Federasyonu yönetimiyle etkili bağlantıları olan ortaklar edindi.

Türkiye’de faaliyete geçen ilk Türk-Rus şirketi olan Temponega’yı -bölgenin en büyük denizcilik şirketi olan White Sea&Onega ile ortak-  kuran Soyak, portföyüne kısa sürede Rus gemilerinin Türk tersanelerindeki tamir süreçlerine onay vermek,  Türkiye’den bölgeye yük taşıyan kamyonlara geçiş karnesi vermek gibi işler kattı. Bir yandan da Sibirya’dan orman ürünleri ve ay çekirdeği ithalatı gibi işler yapmaya başladı. “90’lı yılların ortalarında yıllık 80-100 milyon dolar seviyelerinde ciro yapıyorduk” diye anlatıyor.

1994 yılında yönünü yenidünyaya çeviren Soyak, Rusya ve Orta Asya ülkelerindeki tecrübesiyle yeni işler bulmak konusunda zorluk yaşamadı. Yeni işi o bölgelere Amerikan yardımlarını ulaştırmak olan Soyak’ın Ermenilerle teması bu döneme rastlıyor. Yüklerin Ermenistan’da taşınması sürecini şimdi Türk Ermeni İş Konseyi’nin Ermeni eş başkanı Arsen Gazaryan’la birlikte organize etmeye başladı.

Soyak Amerika’ya yerleşiyor

BU süreci ilk duraktan yönetmek isteyen Soyak, kısa bir süre sonra Amerika’ya yerleşme kararı aldı. Türkiye’deki operasyonları ortağı Hakan Karakaya ve zaman içinde şirkete ortak edilen ortağının kardeşi Tarkan Karakaya ve kendi kardeşi Noyan Soyak’a emanet etti. Ancak 1997 yılında patlak veren Uzakdoğu ve Rusya krizi büyüme sürecini ve tabii ki planları altüst etti. Şirket artık yurtiçi ve yurtdışında gönderi hizmetlerine odaklanacaktı.

Bugün şirketin önemli müşterilerinden biri Milli Savunma Bakanlığı (MSB). Bakanlığın deniz yoluyla taşınan yüklerini Alyans Tempo taşıyor. 2007 yılında açılan ihale ile bu yüklerin taşınması işini alan şirketin MSB ile imzaladığı 3 yıllık kontratın bedeli 20 milyon dolar.

Şirket benzer bir hizmeti de TPAO’ya veriyor. Ancak bu kuruma verilen hizmet TSK’ya verilenden farklı olarak kara hava ve deniz taşımacılığını kapsıyor. Yine ihale ile alınan işin yıllık karşılığı ise yaklaşık 2 milyon dolar. Soyak iki kurumdan iş alabilmeyi iyi fiyat vererek başardıklarını söylüyor. Ancak yüksek düzeyde gizlilik gerektiren bu alandaki faaliyetin Nato Güvenlik Belgesi’ne sahip olmakla ilgisinin olduğu da kesin.

10 yılı aşkın bir süredir Amerika’da yaşayan genç işadamı Yeni Dünya’daki ilk zamanlarında iki yıl önce hayatını kaybeden ünlü yapımcı Ahmet Ertegün’den ciddi destek almış. İkilinin yollarını kesiştiren detay Soyak’ın ’80’lerin Türkiye’sindeki sıkıntılara takılmadan yaşamaya çalıştığı rock ve caz kültürü. Babasının Türk Harb-İş Sendikası’nın ikinci başkanı olduğu dönemlerde rahatça girip çıktığı Amerikan üslerinde okuma fırsatı bulduğu yabancı dergilerden ve yine buralarda edindiği arkadaşlarından rock ve caz müziği dünyasına adım atan Soyak, TRT’deki ilk rock müziği programlarını hazırlayan prodüktör aslında.

Bu dönemde Ertegün’le tanışma olanağı bulmuş Soyak. Kendisine evini açan ünlü yapımcının bütün önemli çevresiyle tanışmış.  Yolları müzikle kesişse de ikilinin sözbirliği ettiği esas konu Türkiye’nin Amerika’daki lobi faaliyetleri konusundaki zaafları olmuş. Yakından tanıdığı Ermenilerin lobi konusunda yadsınamaz başarılarının olduğunu ifade eden işadamı Türkiye’nin de benzer bir gayret içinde olmasının şart olduğunu söylüyor.

Ertegün, aracılığıyla dünyanın dört bir tarafından üst düzey isimlerle bir araya gelme fırsatı yakalayan Soyak, bir yandan da bu ilişkilerinden ‘iş’ devşirmeyi ihmal etmemiş. O dönemlerde temeli atılan düşünce şimdilerde heyecan verici bir gündeme dönüşmüş durumda. Genç adamın fırsatlar kolladığı alan ise enerji güvenliği. İleri teknoloji alanında geliştirilen ürünlerle verilen bu hizmeti veren şirketlerin – biri Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı’nı koruyor- Ortadoğu ve Türkiye distribütörlüğünü elinde bulunduran Soyak’ın dikkat çektiği temel unsur Türkiye’nin enerji geçiş hatlarının kesişim coğrafyası olması. Konunun Türkiye için son derece hayati bir önem taşıdığını söyleyen işadamının verdiği örnek inanılmaz. Geçen ağustos ayının hemen başında patlama nedeniyle devre dışı kalan Bakü Tiflis Ceyhan boru hattındaki operasyonel kaybın 1.7 milyar dolar olduğunu söylüyor.

Türkiye’nin günde 850 bin varil petrol transfer eden bu hattın güvenlik sorumluluğunu gerekli altyapıyı oluşturmadan üstlendiğini ifade ediyor. Bu örnek Soyak’ın girişimlerini yoğunlaştırma gerekçesi olmuş. Soyak “Boru hatları, barajlar, altyapı tesislerinin son derece dikkatli ve Birleşmiş Milletler onaylı çalışmaların içine girmelidir. Mevcut güvenlik önlemleri yeterli değil. Güvenlik denilince Türkiye’de sadece kameraların konması yeterli görülüyor. Oysa milyonlarca dolar harcanarak geliştirilen yepyeni anlayışlar ve entegre sistemler var” diyor.

Kazan-Kazan Fırsatı

KAAN Soyak Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin yakın bir dönemde normalleşeceğine inanıyor. Bu kapsamda yaptığı değerlendirmeler sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erivan’a yaptığı günübirlik futbol ziyaretinin iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi için çalışan kişi ve kurumları yüreklendirdiğini söylüyor.

Ona göre Türkler ve Ermeniler arasındaki buzların erimesi iki tarafın da kazanacağı bir dizi ticari operasyonun hayat bulmasını sağlayacak. Normalleşme ile birlikte iki ülke arasındaki 150 milyon dolar seviyesinde gerçekleşen mevcut ticaretin katlayacağına inanıyor.

“Aktif, kıvrak becerikli işadamları var. Ermenistan için bölgenin ikinci İsrail’i ya da İsviçre’si diyenler haksız değil. Dünya ticaretinin kilit noktalarında yer alan bu adamlarla müthiş işler yapılabilir” diyen Soyak eş başkanlığını yürüttüğü Türk Ermeni İş geliştirme Konseyi’nin Avrupa, Amerika ve Rusya’da kurduğu yapılarla işbirliği iklimini kalıcı hale getirmeye çalıştığını söylüyor. Türk işadamlarının Ermenistan’da yapacağı işler listesinin ilk sırasına ise altyapı projelerini koyuyor.

Source: Diplomat Haber

16.10.2009

Leave a Comment

*

Copyright © 2024 Tabdc.Org Sitemizdeki İçeriklerin Her Hakkı Saklıdır. İzinsiz Kullanılamaz. Akgün Medya

Scroll to top