Türk-Ermeni İş Geliştirme Komitesi Başkanı Kaan Soyak, hâlâ geç değil diyor
Türk-Ermeni İş Geliştirme Komitesi Başkanı Kaan Soyak, hâlâ geç değil diyor

Genç işadamı Kaan Soyak, Erivan yönetimi ve ABD’deki Ermeni lobisiyle her an, her düzeyde iletişim kurabilen sayılı örgütlerden Türk Ermeni İş Geliştirme Komitesi’nin (TEIGK) eşbaşkanı. New York’ta yaşıyor, 1991’den beri Erivanlı işadamı Arsen Ghazarian’la iki ülkenin ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Ahmet Ertegün’le ABD’de Türk-Ermeni dostluğunu kurmak için çaba gösteriyor. Soykırım Tasarısı ABD Temsilciler Meclisi’nde gündeme gelmeden iki yıl önce Cumhurbaşkanı Demirel’e mektup gönderen ve kalıcı barış için Anadolu tarihinin tartışmalı bölümünün Türk-Ermeni bilim adamlarınca yeniden yazılmasını öneren Soyak, şimdi ‘‘Hala geç değil, demiri tersine bükebiliriz’’ diyor. Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nden geçen ‘‘Ermeni soykırımı karar tasarısı’’na rağmen.
Üç yıl önce röportaj için aradığım ünlü dudukçu Civan Gasparyan ”Türkiye’de Ermeni yaşıyor mu” diye sormuştu. Ermenistan’dakiler Türkiye hakkında gerçekten bu kadar bilgisiz mi?
– Aynı soruyu Washington’daki Ermeniler de sordu defalarca. Neredeyse tüm sohbetler böyle başlıyor. Bilgisizlik, özellikle diasporadaki Ermenilerde (Ermenistan dışında yaşayan) Türkiye hakkındaki önyargıların da temelini oluşturuyor. Türkiye’deki Ermeni cemaatini, kiliseleri bilmiyorlar. Ermenistan biraz farklı. Sovyetler Birliği döneminde milliyetçilik ve ırkçılıktan uzak kalmış. Görüştüğüm Ermenistanlı işadamlarının bazıları soykırım iddialarını bile duymamış. Ermenistan’a her gittiğimizde Azerbaycan, Gürcistan’daki gibi sevgiyle karşılanıyoruz.
Türkiye ile ilgili önyargıları olan Gasparyan, bu yıl konser için geldi. Gördüğü ilgiden çok duygulandı. Artık dostluk ve barış için çaba göstereceğini söyledi. Şimdi Erkan Oğur’la bir albüm hazırlıyor. Sizce bu örnek kitleselleşebilir mi?
– Kapı aralanabilir, iletişim kurulabilirse herşey çok çabuk değişecektir. Kültürel etkinliklerin büyük etkisi olur. Komitemiz bu amaçla Aydın Esen ve Arto Tunçboyacıyan’ın bir ortak CD kaydetmesini sağladı. Geçen yıl Erivan’da ilk kez Chick Corea gibi ünlülerin katılacağı bir caz festivali yapılacaktı. Türkiye’den Önder Focan’ın katılmasını sağlamıştık, fakat parlamento baskını olunca ertelendi. İbrahim Tatlıses Ermenistan’da en sevilen sanatçılardan biri. Orada konser verebilse, Ermeni sanatçılar Türkiye’ye gelse çok şey değişir.
ERMENİSTAN FARKLI
Koçaryan hükümeti ve ABD’deki Ermeni lobisi aynı çizgide hareket ediyor. Oysa, siz Ermenistan ve diasporanın Türkiye’ye bakışının birbirinden farklı olduğunu söylüyorsunuz…
– Ermenistan, İsrail’e benzemiyor. Bağımsızlığını diasporadaki Ermeniler’in yardımı olmadan kazandı. Soykırım iddialarını BM gibi uluslararası platforma taşımak ve gündemde tutmak isteyen, bunun için Ermenistan’ın devlet statüsünü kullanmaya çalışan diaspora Ermenilerine karşı uzun süre mesafeli davrandı. Petrosyan hükümeti kendini kullandırmamak için çaba sarfetti. Türkiye’yle iyi ilişkiler, güçlü bir ticari bağ kurmak istedi. Desteğiyle Türk Ermeni İş Geliştirme Komitesi (TEIGK) kuruldu. Fakat Ankara yeterince ilgi göstermedi. Petrosyan uzlaşmacı tavrı nedeniyle desteğini ve iktidarı kaybetti. Yerine gelen Koçaryan bizleri toplantıya davet edip ‘‘Petrosyan’ın politikası bizi zarara soktu. Ambargoya daha fazla dayanamayız’’ dedi. Sanki diasporadaki Ermeniler’in siyasi etki alanına girmek zorunda kalacaklarını ima ediyordu. Hemen ardından Amerikalı bir Ermeni işadamı 100 milyon dolar hibe etti. Şimdi, 3 milyonluk ülkeye diasporadakiler yılda 500 milyon dolar gönderiyor. Erivan’ın söylemi sertleşmiş olabilir. Ama gerçek gündemleri değişmedi: Sınırın açılması, soykırım değil. Ermenistan’dan ne zaman soykırım iddiası geldiyse bilin ki bir basın toplantısına diasporadan gazeteci katılmış ve bu konuda soru sormuştur. Yoksa gündeme gelmez.
ABD’deki Türk lobisinin güçlendiği söyleniyor, Temsilciler Meclisi’ndeki karar sonrası oluşacak olumsuz gelişmeler engellenebilir mi?
– Ermeniler Amerika’ya diğer göçmenlerden farklı olarak, ABD vatandaşı statüsüyle kabul edildi. Kısa zamanda ekonomik ve siyasi sistemle bütünleştiler. Üniversiteden yerel yönetimlere, partilerden iş örgütlerine kadar her kurumda temsilcileri var. Ermeni olmadığı halde onları destekleyen Amerikalılar’dan da güç alıyorlar. Lobinin tabanı bu kadar geniş. Birbirleriyle ilişkileri çok sıkı, strateji kurma konusunda uzmanlar. Uluslararası kuruluşların başkanlarıyla dostlar. Mutlaka başkanın yanında adamları vardır. İçlerinde soykırım iddialarını gündeme getiren radikaller yüzde 20’yi geçmez. Çoğunluk ılımlıdır. Radikallerin çabasıyla ABD’de yılda 40 milyon doları bulan bir soykırım yayınları, kampanyaları sektörü yaratılmış. Bir yemekte Ermeni işadamının çek defterini çıkarıp 2 milyon dolar bağışladığına tanık oldum. Bu kadar büyük bir parasal destek var lobinin arkasında. Türkiye ise Washington’da bir lobi şirketine yılda 2 milyon dolar ödeyerek bu işi çözmeye çalışıyor. Lobi savaşı istiyorsanız en az 100 milyon dolar lazım. Bu da yetmeyebilir, çünkü Türkler’in ABD’de sisteme nüfuz etme oranları da Ermeniler’le kıyaslanamayacak kadar düşük. Yani lobi savaşı çıkmaz sokak. Benim korkum ABD Temsilciler Meclisi’nden çıkan kararın Avrupa’da gündeme gelmesi, AB’ye giriş için koşula dönüşmesi. Ardından Rusya’da gündeme gelebilir. Hepsiyle ilişkileri askıya alıp, izole olamayız ki.
İki taraftan tarihçilerin incelemeleri sonucu ortaya bir uzlaşma metni çıkarmaları önerinizin hayatiyet kazanması politik hırsları, milyonlarca dolarlık lobi endüstrisini ortadan kaldırabilir mi?
– Bölgede gerilim Amerika dahil kimsenin işine gelmez. Diasporadaki lobileri bir arada tutan iki konu var: Soykırım iddiası ve Anadolu’daki Ermeni eserleri. Ortak tarih çalışması düşmanlık zemini ortadan kaldırdığında, geriye kalacak Anadolu’daki Ermeni eserleri. Onlar da restore edilip ziyarete açıldığında soykırım endüstrisi şekil değiştirebilir. Biz bu koşullarda bile, ABD’deki Ermeni kilisesini Anadolu’ya kültür turizmi yapmaları için ikna ettik. Önümüzdeki yıl, bir haftada bin kişi getirecekler. İlişkiler düzeldiğinde bu turizm patlayabilir. Bir de sınır kapısı açılırsa, iki ülke arasında şu anda 150 milyon doları bulan ticaret birkaç yılda 400 milyon dolara kadar tırmanabilir.
PES ETMEYECEĞİZ
Türkiye’deki gelişmeler yurtdışında güvenilirliğinizi zedelemiyor mu? Anayasaya ve İnsan Hakları Beyannamesi’ne aykırı 1936 Kararnamesi hala uygulanıyor, Ermeni vakıfları zor durumda, Mutafyan’ın patrik seçilmesi bile engellenilmeye çalışıldı…
– Özellikle 1936 Kararnamesi çok gündeme getiriliyor. New York Times’ta, elinde resmi davetiye olan dört Ermeni Kars’tan sınırdışı edildi, yazınca telefon bombardımanına uğruyorum. Doğrusu ne cevap vereceğimi şaşırıyorum.
İşiniz zor doğrusu. Vazgeçmek, kurulan komiteyi bırakmak geçmiyor mu aklınızdan hiç?
– Hayır, biz komite olarak çalışmalarımızı sürdürmeye kararlıyız. Bizim ve çocuklarımızın geleceği açısından doğru iş yaptığımıza eminim. Ankara’dan açıkça ‘siz bu işten vaz geçin’ denmedikçe barış için çalışacağız.
DEMİREL’İ UYARMIŞTIK, DİNLETEMEDİK
Benim önerim, demiri tersine bükmek! Temsilciler Meclisi komitesi soykırım tasarısını onaylamadan iki gün önce Ermenistan Dışişleri Bakanı ve yardımcısıyla konuştum. ”İlişkilerimizi geliştirelim, bu tür girişimlere karşı ortak tavır alalım” dediler. 1998 Haziranı’nda dönemin cumhurbaşkanı Sayın Demirel’e bir mektup gönderip şu öneriyi sunmuştum: Türkiye’den, Ermenistan’dan, diasporadan bilimadamları bir araya gelip Anadolu’nun bin yıllık tarihini incelesinler. Alman, Rus, Osmanlı, İngiliz arşivlerine baksınlar. Çalışmaları yayımlansın. Karanlıkta kalan geçmiş su yüzüne çıksın. Bu yolla kalıcı dostluğu kuralım. Diasporada kendilerine kimlik arayan ve soykırım iddialarından başka birleştirici unsur bulamayan radikal çevreler susmak zorunda kalsın. Fakat cevap alamadım. Gündüz Aktan’a sorduğumda yaşananların soykırım olarak tanımlamamayacağını söyledi. Ben de soykırıma inanmıyorum. Öyleyse neden susuyoruz, neden işin üstünü örtmeye çalışıyoruz? ABD’deki en radikal grup ANCA dahil tüm Ermeni lobileriyle diyalog içindeyim. Sayısız görüşmeden sonra çoğunluğun bu öneriyi kabul ettiğini gördüm. Konu ABD’de, Armenian Reporter’a haber oldu. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı destekleyeceğini açıkladı. Erivan Üniversitesi ve Türkiye’den görüştüğüm tarihçiler de projeye katılmaktan mutlu olacaklarını söylediler. Bu formül hala geçerli.
SERTLEŞME RADİKALLERE YARAR
T50 hava koridorunun kapatılması, sınır ticaretinin engellenmesi gibi politikalar pratik yarar sağlamaz. Çünkü hava koridoru sadece yolcu taşımacılığı için kullanılıyor. Haftada yüz kişi gidip geliyor. Ermenistan’ın dünyayla bağı Gürcistan üzerinden. Sınır kapımız zaten kapalı. Mallar Gürcistan ve İran üzerinden gidiyor. Buradan gönderirken nereye gideceğini bilmiyorsunuz ki. Sertleşme sadece Ermenistan’da ABD lobisinin etkisini güçlendirecek psikolojik bir etki yaratır. Oysa ilişkilerimizi geliştirip, Ermenistan’ı yanımıza alabilir diasporadaki radikallerin karşısına beraber çıkabiliriz. Biz ne zaman Ermenistan’daki işadamlarıyla ilişkilerimizi geliştirdiysek ABD’deki Ermeni lobisi rahatsız oldu. Çünkü ekonomik ilişkilerin gelişmesinin iki ülkeyi birbirine daha da yaklaştıracağını biliyorlar.
Hobisi müzik
Kaan Soyak (39), ODTÜ Uluslararası İlişkiler mezunu. Öğrencilik yıllarından beri müzikle ilgili. Ankara Polis Radyosu’nda başladığı programcılığı daha sonra TRT3’te sürdürdü. Pop, rock ve caz programları hazırladı. Festivallerde gönüllü rehberlik yapıp Chick Corea, Carlos Santana gibi müzikçilerle kişisel dostluklar kurdu. Şu anda haftada bir Mydonese Radio’ya gönüllü müzik muhabirliği yapıyor. New York’tan haftanın müzik olaylarını bildiriyor. Beyaz Rap ve alternatif rock özel ilgi alanı. İş dünyasına taşımacılık sektöründen giren Soyak, Tempo Alyans’ı kurdu. 1990’ların başında Rusya’ya gitti. Ruslarla ortak şirketler kurdu. Bu dönemde Ermenistan’a insani yardım malzemesi taşıdı. Ermeni işadamlarıyla dost oldu. Petrosyan’ın ılımlı politikalarından etkilenip 1997’de TEIGK’i kurucusu ve ilk başkanı oldu. Soyak bir süredir eşi ve iki çocuğuyla ABD’de yaşıyor. Firmaları inşaat ve uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyet gösteriyor.
News Source: Hürriyet 01/08/2001
01.08.2001
Akgün Medya