| NY’a ilk gelişimi hatırlıyorum. Heyecandan nefesim kesilmişti. Gökdelenlerin arasından masmavi gökyüzünü görmek… İnsanların Tanrı’ya uzanmış elleri gibi… İşte yine burdayım. Buz gibi ama güneşli bir havada Madison’da; ellerim iki yana açılı, başım yukarda. (NY, ben hala sana alışamadım.) Kız kardeşimle beraberiz. Yalnızca üç günümüz ve yapacak bir sürü işimiz var. Bütün markalar yaz sezonunu açmışlar. Butiğimle ilgili araştırma yapmalıyım. Barney’s de öğlen yemeği yenmeli çünkü şimdilerde herkes öyle yapıyormuş. Cumartesi akşamı AIDA müzikaline gidiyoruz. Ve en önemlisi Türkiye ve Avrupa, Fransızların Ermeni soykırım tasarısıyla çalkalanırken (Bu arada Fransızlar’a dersini veren Suna Vidinli’nin baba tarafımdan kuzenim olmasıyla gurur duyuyorum. Suna şimdi Boston’daki okuluna geri döntü. Birkaç sene sonra çok iyi bir yerlerden yine karşımıza çıkacağına eminim.) bir Ermeni olan arkadaşım Verkin, beni Ermeni ve Türk İşadamları Derneği’nin başkanıyla tanıştırdı. Kaan Soyak ropörtaj teklifimi kabul etti. Onunla kaldığımız otel olan Waldorf Astoria’nın lobisinde buluştuk.
Kaan bize biraz kendinden bahseder misin?
Ankaralı’yım. ODTÜ Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Okuldan sonra İstanbul’a geldim ve deniz taşımacılığı sektörüne girdim. Ortaklarımla beraber kurduğumuz şirketle Rusya’yla iş yaptık. Hatta ilk Türk-Rus sermayeli ortaklığı biz kurduk. Gemi tamiri, gemi acenteliği derken oralarda işlerimizi büyüttük. Sonra Amerika’ya açıldım. Amerika’dan taşımacılık yaptım. Orta Asya ülkelerine ve Kafkas ülkelerine insani yardım üzerine yine bunu organize ettim. Ve tüm bunları yaparken Ermenilerle tanıştım.
Peki Kaan bu derneğin amacı nedir? Nerede kuruldu?
Bu derneğin amacı hem Türkiye’yi, hem Urmenileri soykırımla ilgili tartışmaları sonuçlandırmak için her iki tarafın tarihçilerinden bir konsey kurulmasına ikna etmek. Ermenilerin gözündeki Türk imajını düzeltmek için de bir çeşit misyonerlik yaptığımız söylenebilir. Türk Ermeni İş Adamları Derneği Türkiye ve Ermenistan’da kurulu. Fakat resmi değiliz. Maalesef Dışişleri Bakanlığımız izin vermediği için DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) bünyesinde bir türlü yer alamadık. Şimdi Amerika’da bu işi kurmaya çalışıyorum. Örneğin; bu haziran ayında inanç turizmi planladık. NY’deki Diaspora Ermenilerin Türkiye’ye gelişini organize etmeye çalışıyorum. İlk kez 1000 kişi getireceğiz. Eğer tutulursa yılda 30 ile 40000 civarı Amerikalı Ermeni turist güneydoğu ve doğu anadolu bölgesini ziyaret edecek. Bugün bir Elazığ Hilton, Diyarbakır Hyatt düş değil.
NY’li Ermeniler benimsediler mi bu organizasyonu?
Hem de nasıl! İnanamazsınız, Ermeni lobisi dediğimiz grup Türkçe konuşuyor. Anadolu sevgisi var. Türkiye sevgisi var. Hiç Türkiye’ye gelmemiş, Amerika’da yaşayan ve mali olarak da güçlü bir çok Ermeni daha fazla Türk milliyetçisi. Bir noktada soykırım fikri yüzünden kızıyor ama diğer taraftan Anadolu’yu memleketi kabul etmiş, milliyetçilik duygularıyla dopdolu. O sebepten de inanç turizmi müthiş kabul görmüş durumda. Açıkçası biraz da çekiniyorlar. Hakkımızda pek iyi şeyler duymadıkları için. Bu imajı yıkmamız gerekli. O zaman Türkiye bu işten çok fayda sağlayacaktır. Düşünün ki Amerika’da 1,2 milyon Ermeni var. Yüzde 90’ı Anadolu orjinli.
Peki Kaan, başkanı olduğun bu dernek Türkiye’de resmi kabul edilmiyor ama bildiğim kadarıyla bütün dünyada ciddi, legal toplantılara davet ediliyorsun.
Tabii ki. Hatta benim karşı başkanım Ermenistan’dan diplomatik pasaport almış durumda. O kadar önemli. Mesela mart ayında Almanya’ya gideceğim. Eski Ermenistan tışişleri bakanına karşı beni konuşturacaklar. Allahtan, yeni yeni hem dışişleri bakanlığımız hem TÜSİAD yardımcı olmaya başladılar ki bu çok çok sevindirici.
Geçen haftasonu 21 Ocak’ta Ermeni radyosuna canlı yayına çıktım. İlk kez oldu bu ki gerçekten mühim. Çünkü dinleyici kitlesi oldukça fazla. Bütün NY, New Jersey ve Connecticut’daki Ermeniler nerdeyse. Önce giderken korktum, nasıl bir tepki olacak, telefonda ne gibi sorular sorulacak. Onlar da tedirgin, ben tedirgin. Ama neyse ki iyi geçti.
Neler sordular?
Mesela Fransızlarla ilgili sorular sordular. Nasıl karşılıyorsunuz tasarıyı diye. İyi karşılıyorum diyemem dedim. Bu işte Fransa’nın ilgisini anlayabilmiş değilim halen… Bu Türkiye ile Ermenistan’ın sorunu. Maalesef bizimkiler yeterli ilgiyi göstermediler ama Türkiye de Ermenistan da ilgi gösterirse bu sorun direk çözülür. İki taraf da farklı şeyler söylüyor. Bizim kitaplarımız, kaynaklarımız farklı onlarınki farklı bütün bunlar biraraya getirilecek, tartışılacak ve bir sonuç çıkarılqcak. Ermeniler buna ikna olmuş durumda. Türkler’de olmak üzere. Bu iş hallolduğunda ciddi bir çalışma başlatılacak. Tasarıları durdururmu zannetmiyorum ama en azından etkiler. En azından bundan sonrası için bir başlangıç teşkil eder. Elbetteki, düşünün benim çocuğum 6 yaşında ve artık Fransa’ya olan seyahatlerinde böyle bir damgası var. Bu ne kadar kötü bir şey. Neden? Bence Türkiye’nin bu konuya yeterince eğilmemesinden kaynaklanıyor. Varsa var yoksa yok ama bunu ben de bileyim. Bakın ben ODTÜ Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Ermeni tezi konusunda araştırmalar yaptım. Rastlamadım böyle bir şeye. Hocalarıma sordum. Yok. Bir an önce bu konuya eğilmeliyiz. Çünkü onlar ciddi şekilde organize olmuş durumdalar. Hatta büyük ölçüde gelir elde eden insanlar var. Soykırım kisvesi altında Ermeniler’in sömürüldüğünü düşünüyorum. Gerçekten de seneler senesi komşuluk, arkadaşlık ettiğimiz insanlarla böylesine karşı karşıya getirilmemiz çok acı. Benim annemin en yakın dostları arasında Ermeniler vardı. (Larna ve Tamar size öpücükler yolluyorum.) Vahan’la Minas Ünye’den babamın çocukluk arkadaşları. Ve ben dayımdan daha yakın olan Nerses’den nasıl vazgeçebilirim
News Source: Alem – Subat 7, 2001 |