| ÖNCEKİ gün 88 yıllık bir aradan sonra Türkiye ile Ermenistan arasında tarihi imzalar atıldı.
Bu sütunların yazarı olarak 12 Ekim pazartesi günü akşam saat 20.00’de Habertürk TV’de Yiğit Bulut’un sunacağı “Sansürsüz” programına konuk olacağız. Programın diğer konukları ise, Prof. Dr. Kezban Hatemi ile Prof. Dr. Süheyl Batum olacak… Bu programı kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Konu ile alakalı olarak gazetelerde değişik kesimlerden çok çeşitli yorumlarda yapıldı. Bu nedenle biz olaya farklı yerlerden bakarak bir yorumda bulunacağız.
Amerika ve Ermenistan’da, babaları, dedeleri Türkiye’den göç etmiş hiç azımsanamayacak rakamlarda bir Ermeni nüfusu bulunuyor. Bu durum, Türk turizmi açısından inanılmaz bir olaydır. Bu insanların çok büyük bir çoğunluğu, Ermenistan sınır kapısının açılmaması, bu insanları psikolojik olarak ürkütüyor. Kapının açılması durumunda göreceksiniz, sadece Ermenistan’dan değil, Amerika’dan da çok büyük bir turist potansiyeli ile karşı karşıya kalacağız.
Şu anda bizim teşviklerimizle küçük gruplar halinde gelen Ermeniler bir haftalık Türkiye gezilerinde ortalama 5 bin USD’yi bu ülkeye bırakarak ülkesine dönüyor. İşte son günlerde sınırın açılması hususunda başlatılan diplomatik ilişkilerden sonra dünyanın en büyük otel grupları Türkiye’de yatırım planlamaya başladı.
Yapılacak ticareti saymıyorum, bizim yaptığımız ciddi çalışmalarda rakamsal olarak sadece turizmden 50 ile 80 milyon dolarlık turizm geliri ülkemize akacak. Bunun bir başka boyutu da bu gelir, ülkemizin “az gelişmiş” diye nitelendirilen doğu bölgesine girecek bir önemli rakamdır. Turizmci dostlar, bu ülkeden gelecek turistin 200 bine ulaşacağını belirtiyor. Bu da yüzde 200 artış anlamına geliyor. Türkiye’ye bu ülkeden gelen turist sayısı her yıl artıyor. 2006’da 41 bin turist gelirken, 2007’de 53 bin kişiye ulaştı. 2008’de turist sayısı ise yüzde 20 artışla 64 bin kişi oldu.
İşin ticari boyutu
KAPILARIN açılmasıyla bu işin birde ticari boyutu var…
Sınırın açılması ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesiyle birlikte, Türkiye’de çok büyük bir darboğazın içinde bulunan tekstil sektörünün kurtuluşu olacaktır.
Basitleme bir örnek vermek istiyorum: Konfeksiyon üreticileri ihracatta çok büyük kotalarla karşılaşıyorlar ve örneğin Rusya ya da Amerika’ya gönderecekleri her bir ürün için üretim maliyetlerine yakın gümrük – vergi ödüyorlar. Oysa sınırın açılması durumunda bu problem otomatik olarak ortadan kalkacak. Çünkü konfeksiyon üreticisi malını yine burada üretecek ancak, sadece düğmesini ve ütüsünü Ermenistan’da kuracağı atölyede yapacak.
Yani konfeksiyon Ermenistan’da nihai ürün sayılacak ve böylece başta Rusya ve ABD olmak üzere bir çok ülkeye gümrüksüz – vergisiz mal satacak. Bunun rakamsal boyutunu düşünebiliyor musunuz? Ayrıca Türkiye’de tarımsal ürün üreticileri modernizasyona geçecek çünkü dondurulmuş ürünlerle gümrüksüz – vergisiz dünyaya bu sınırdan açılacaklar.
Ermenistan eski Sovyetler Birliği’nin tekstil üretim merkeziydi ve şu anda bile Rusya’dan gelen enerji alımını, tekstil ile geri ödemeleri mümkündür, Ermenistan’ın tekstil makinelerine ve Türkiye’de üretilen kumaşa ihtiyacı vardır. Batı Ermeni Diasporası (ABD ve Kanada’da ve Avrupa’da yerleşik) ortak üretilen tekstilleri pazarlamaya hazırdır. Yurt dışında yaşayan, Türkçe bilen ve yurt dışındaki kurumlar ile son derece iyi bağlantılara sahip Ermeni Diasporasıyla ortak ekonomik ilişkileri geliştiren bir Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda hiç kimse tutamaz.
Türkiye ile Ermenistan arasındaki ticaret Gürcistan ve İran üzerinden gerçekleşiyor. Resmi olmayan verilere göre, iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 200 milyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye – Ermenistan sınırındaki Alican Karayolu ve Akyaka Demiryolu kapıları kapalı durumda. Amerika Ermeni Ulusal Komitesi verilerine göre, Türkiye – Azerbaycan ambargosu Ermenistan ekonomisine yıllık 570-720 milyon dolarlık maliyet yüklüyor.
Sınır kapılarının açılması durumunda Ermenistan’ın ulaşım masrafları yüzde 30-50 azalacak, ihracatı ikiye katlanacak, GSMH’sı yüzde 30-38 artacak. Dünya Bankası verilerine göre ise sınır kapılarının açılması halinde Ermenistan’ın ulaşım tasarrufu 6,4-8,4 milyon dolar, enerji tasarrufu 45 milyon dolar olacak ve ihracatında 269-342 milyon dolar artış olacak. Böylece, sınır kapılarının açılmasının Ermenistan’a toplam faydası 320-396 milyon doları bulacak. Sınır kapısının açılması durumunda ticari problemlerde son bulacak.
Milliyetçilik çığırtkanlığı ve gerçekler
ÖZELLİKLE MHP’li dostlara bir şey hatırlatmak istiyorum!
Ermenistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra yakın tarihte iki ülke arasındaki ilk temas, dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan ile MHP’nin merhum genel başkanı Alparslan Türkeş arasında kurulmuştu. 1993 yılının mart ayında Paris’te yapılan buluşmada iki lider ilişkilerin iyileştirilmesi konusunda mutabık kalmış ve bu yönde çalışmaların daha da ilerlemesi konusunda da önemli çalışmalar yapmıştı.
Bazıları Türk sermayesi için “bu paraları Türkiye’de kazanıyorlar; götürüp yabancı ülkelere yatırıyorlar!” diye kızan fanatikler var…
Şimdi, aynı madalyonun öbür yüzüne bakalım:
ING Bank da Hollanda’da kazandığı paralardan 2,7 milyar doları getirip Türkiye’ye yatırıyor! 2006 sonuna kadar Türkiye’ye yatırım için gelen yabancı sermaye miktarı 20 milyar dolardır! Borsada ‘oynayan’ sıcak para hariç! Onlar da kendi ülkelerinde kazandıkları 20 milyar doları getirip buraya yatırıyor!
Gelişmiş ülkelerdeki anti küreselciler “Bizim milyarlarca doları alıp yoksul ülkelere götürüyorsunuz!” diye hop oturup hop kalkıyor! Bizdekiler de “Getiriyorsunuz” diye hop oturup hop kalkıyor!
Küresel dinamikler Milliyetçiliği eğer ruhen içe kapanma ve kapalı ekonomi gibi anlarsak, bu coğrafyada bizim varacağımız yer sadece yoksulluk olmaz, siyasi istikrarsızlık olur, hatta belki de etnik iç kavgalar olur! Yaratıcılığı ve sosyal dinamizmi boğan bir otoriterlik olur! Türkiye büyük zarar görür.
Kızıl Çin’in yılda 50 milyar dolar dış yatırım aldığı bir dünyada elbette yabancı sermayeyi bizim de çekmemiz ve bizim de dışarıda yatırım yapma gücüne sahip olmamız lazımdır. Milli ekonomi mutlaka büyük bir şirket gibi kârlı ve küresel çalışmalıdır.
Source: Diplomat Haber |